Sınav özeti
0 - 15 soru tamamlandı
Sorular:
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
Bilgi
Bilgilerinizi test etmek için sınava başlayınız.
Daha önce bu sınavı bitidiniz ve tekrar alamazsınız.
Sınav yükleniyor...
Sınava başlamak için önce kayıt olmalısınız.
Bu sınavı başlatmak için, aşağıdaki sınav bitirmek zorundasınız:
Sonuçlar
0 - 15 soru doğru olarak cevaplandı
Zamanınız:
Zaman doldu
0 - 0 Puan aldınız, (0)
Ortalama değer |
|
Sizin sonucunuz |
|
Kategoriler
- Kategorize edilmedi 0%
Posizyon | İsim | Buradan girildi | Puan | Sonuç |
---|---|---|---|---|
Tablo yükleniyor | ||||
Hiçbir uygun veri yok | ||||
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- Ceveplanan
- Gözden geçirme
-
Soru 1 - 15
1. Soru
4 PuanTrene bir yığın insan bindi. Hepsinin yüzünde açık havanın, sıcak suyun izleri var. Çocukların yüzleri bir meyve gibi taze. Tren yavaş yavaş kente giriyor. Yayla gecesi avının üstüne sıçramış büyük bir kuş gibi her yanı sarıyor.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangilerine başvurulmuştur?Doğru
Doğru değil
-
Soru 2 - 15
2. Soru
4 PuanOdanın arka kısmında iki çocuk, başlarını aynı yastığa koymuş, uyuyordu. Sekiz yaşında olan Şeyda, küçük ellerini yorgandan dışarı çıkarmış, hafif hafif horluyor; henüz dördünde olan Samet ise bir kolunu ablasının boynuna dolamış, uykusunda gülümsüyordu. Annesi yaşlı gözlerini onlara çevirince bir hıçkırık tufanına daha tutuldu. Önleyemediği küçük feryatlarını bastırmak için ağzına bir mendil dayadı ve düşmüş terliklerini ayağına geçirmeyi düşünmeden, çıplak ayaklarıyla gidip pencereye dirseklerini dayadı; geceki gibi beklemeye ve uzaktan kaldırımları kolaçan etmeye başladı.
Bu parçada, aşağıdaki anlatım yollarından hangilerine başvurulmuştur?
Doğru
Doğru değil
-
Soru 3 - 15
3. Soru
4 PuanKoyu ağaç gölgelerinin üzerine bir kat elbise gibi inen gece karanlığı iri ağaçları daha da korkunç gösteriyordu. Gökteki dolunayın pırıltılarını taşıyan dallar, hafif rüzgârın da etkisiyle kımıldadıkça yerdeki toprağın üzerinde meçhul şekiller oluşturuyordu.
Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından hangilerine başvurulmuştur?Doğru
Doğru değil
-
Soru 4 - 15
4. Soru
4 PuanDağlardan yukarılara çıkıldıkça ormanlar seyrelir; daha yükselince de kısa boylu meşelere, onların ardından da bodur, yerle bir çalılara gelinir. Çallardan sonra artık dağlar doruklarına kadar çırılçıplaktır. Bu çırılçıplak yerlerin en göze batan bitkisi de keven dikenidir. Güz aylarında sert çiçekleri kuruyup da diken parlaklığını yitirince kevenlerin içine yüzlerce, binlerce uğurböcekleri dolar. Diken öbekleri, uzaktan bakıldığında günün kimi saatlerinde bir yalım gibi gözükür.
Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından hangisine başvurulmuştur?
Doğru
Doğru değil
-
Soru 5 - 15
5. Soru
4 PuanAvcı Süleyman, yürüye yürüye dik bir kayalığın dibine vardı. Her taraf keklik ötüşü kesilmişti. Kekik kokusu mest etmişti Avcı Süleyman’ı. Serin sabah yeli yüzünü yalayarak akıyordu boşlukta. Binlerce kekliğin bir taneciği bile ortada yoktu. Birden önünde yürüyen köpek, yarı havlayış yarı uluyuştan ibaret bir ses çıkardı. Aynı zamanda da avcı, başının üstünde bir kanat hışırtısı duydu. Avcı birden çiftesini havaya dikti ve çiftesinin iki gözünü birden kayalıktan havalanmış Miho’ya ateşledi. Miho kanatlarını topladı, avına saldıran bir
şahin gibi aşağıya doğru düştü.
Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyu organlarının hangisinden yararlanılmamıştır?Doğru
Doğru değil
-
Soru 6 - 15
6. Soru
6 PuanIlımlı olmak… Bence en büyüğü budur bugünkü dertlerimizin. Ne demektir ılımlı olmak? Düşüncenizin sonuna kadar gitmekten kaçınmak değil midir? “Şu iyidir, şu şöyle olmalıdır, şu yol tutulmalıdır.” diye düşüneceksiniz, gene de o yolun sonuna kadar gitmeyeceksiniz, yarıda duracaksınız, eskiyi büsbütün yıkmayacak, yeniyi büsbütün kurmayacaksınız.
Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından hangisine başvurulmuştur?Doğru
Doğru değil
-
Soru 7 - 15
7. Soru
6 PuanToros Dağları’nın dorukları salt kayalıktır. Kayaları ak, pembe, kırmızı, kahverengi, turuncu, yeşil çakmaktaşıdır. Çakmaktaşlarının üstünde geniş kanatlı kartallar döner. Çakmaktaşı doruklardan aşağılara inilince ormanlar başlar. Bunlar çok gür ormanlardır. Yabanıl hayvan barınağıdır buralar. Her bir çamı, sediri, gürgeni, çınarı göğe ermiştir. Pınarlar kaynar her koyaktan, kaya dibinden, yamaçtan. Yarpuz, çam, çiçek kokar suları.
Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından hangisine başvurulmuştur? -
Soru 8 - 15
8. Soru
6 PuanGünümüzün özellikle sabah saatlerini geçirdiğim koltuğun önünde küçük bir masa var. Masanın üstünde de bir saksı: Afrika menekşesi. Çiçek, yerinden çok hoşnuttu ki, zamanla yaprakları etlendi, güçlendi, parlaklaştı; belli artık çiçeğe durması gerekiyordu. Ama ne dersiniz, sonuç geciktikçe gecikti. Afrika menekşesi sonunda bir çiçek açtı, ama ne çiçek! Altı mor yaprak ve ortasında sapsarı bir tohum kesesi. Şiir de Afrika menekşesi gibidir, bekletir insanı; ama sonunda olağanüstü açar çiçeği. Hem de birdenbire açar.
Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından hangisine başvurulmuştur?Doğru
Doğru değil
-
Soru 9 - 15
9. Soru
6 PuanDivan şiiriyle halk şiiri arasında dil, düşünce biçim bakımından büyük ayrılıklar vardır. Divan şiiri aydınlara özgü diyebileceğimiz yapay bir dille, 0smanlıca ile oluşturulmuş; kadın, aşk, şarap gibi klişeleşmiş konular gazel, kaside biçimlerinde yazılmıştır. Bu yönleriyle divan şiiri doğu kültürünün etkisinde soyut, halktan kopuk ve taklitçi bir şiir niteliğindedir. Oysa halk şiiri halkın sorunlarını katışıksız bir Türkçeyle ve ulusal olan “hece ölçüsü” ile dile getirmiştir. Koşma, mani, destan gibi koşuk biçimleriyle oluşturulan ve saz eşliğinde söylenen halk şirine bu özelikleri somutluk kazandırmıştır.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangileri ağır basmaktadır?Doğru
Doğru değil
-
Soru 10 - 15
10. Soru
6 PuanLagashlılar ortalama üç yüz yıl süren yaşamlarında hiç yıldız görmemişlerdi. Ay görmemişlerdi. Göktaşı görmemişlerdi. Başlarını gökyüzüne çevirdiklerinde tüm gördükleri sadece kendi güneşleriydi. Herhangi bir kitapta yıldız”, “ay”, “akşam, “gece” ve karanlık gibi kelimeler de okumamışlardı. Bunları anlatan bir kimse görmemişlerdi. Zihinlerinde bunlar yoktu. Kısacası Lagash’ta akşam yoktu. Gece yoktu. Burada asla “akşam vakti” olmazdı. Burada asla “akşam karanlığı” olmazdı. Gece bastırmazdı. Gecenin zifiri karanlığında milyarlarca yıldız, simsiyah bir gökte birer ışık topu gibi patlamazdı. Yıldız kümeleri, alacalı yıldız tozlarını savurarak gökyüzünde dans ederken görülemezdi. Yıldızlar, portakal kırmızısı ışıklar saçarak kayıp düşerlerken izlenemezdi. Karanlık olmazdı. Siyah renk bilinmezdi. Yıldızlar, aylar ve öteki tüm gök cisimleri hayal bile edilemezdi. Sadece altı güneş ve onların altın sarısı, ateş kırmızısı, elektron yeşili renkleri bilinirdi.
Yukarındaki parçanın anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?Doğru
Doğru değil
-
Soru 11 - 15
11. Soru
10 Puan“Sanat” kavramına baktığımızda, onun tarih boyunca iki çizgide varlık gösterdiğini görürüz. Bu iki çizgiden biri halka, diğeri de seçkinlere ve aydınlara seslenmiştir. Halka ve kitlelere seslenen sanata popüler; seçkinlere ve aydınlara hitap edene de estetik sıfatını yakıştırabiliriz. Gerek sanatçılar, gerek üretilen yapıtlar ve bu yapıtların muhatapları (okur, dinleyici, seyirci) da söz konusu iki çizginin kapsamı içindedir.
Bu paragrafta anlatım biçimlerinden hangisi söz konusudur?Doğru
Doğru değil
-
Soru 12 - 15
12. Soru
10 PuanBir bahçeniz olsun ister miydiniz? Söyle büyücek bir bahçe. Bir çiftlik içinde ferah bir ev. Bahçenizde her mevsim meyvesini yiyeceğiniz sağlıklı ağaçlar, kıs aylarında fide yetiştirmek için kullandığınız ufacık bir sera ve bu serada tohumdan ekilip adım adım büyümesini izlediğiniz domatesler, biberler, kabaklar, patatesler, ayçiçekleri… Baharda havalar ısındığında o fideleri hazırladığınız sebze yataklarına diktiniz, gerektikçe çapaladınız, otlarını yoldunuz, su verdiniz ve gün be gün büyüyüşünü, gelişmesini izlediniz her birinin. Sonra bir gün bir baktınız domatesler kızarmaya başlamış, yaprakların altında birkaç salatalık var, kabaklar öyle bol ve renkli ki onlardan ne yapacağınızı şaşırmışsınız. Yaz güneşi güçlendikçe, sabahın erken saatlerinde kalkıp bahçedeki işinizin başına geçmiş, sepet sepet domates getirmişsiniz eve, fasulye ayıklamış, biberlerden turşular kurmuş, kayısılardan reçeller, marmelatlar yapmışsınız.
Yukarıdaki parça aşağıdaki anlatım türlerinden hangisine uygundur?Doğru
Doğru değil
-
Soru 13 - 15
13. Soru
10 PuanBilim, bilmekten gelir. Türkçede bilim, bilmek sözcüğünden türer ve İ.Z. Eyüboğlu’nun etimoloji sözlüğüne göre “bilinen, bellekte iz bırakan” anlamına gelir. Batı dillerinin pek çoğunda kullanılan science terimi bir Hint Avrupa dil kökü olan ve “ayırabilmek, fark etmek” anlamlarına gelen skei-den türemiştir. Latince scientia Yunanca episteme’nin karşılığıdır ki, bu kelime “anlayış, bilgi, bilim” anlamına gelir ve “bir şeyin önünde durmak, bir şeyle yüz yüze gelmek” anlamında bir kökten türemiştir. Arapça ‘ilm kelimesi bilmeyi belirttiği gibi, Çince “bilim” anlamına gelen xuéshu (şueşu okunur!) aynı zamanda “bilgi, öğrenim” anlamındadır ve “öğrenmek, incelemek” anlamındaki xué’-den üretilmiştir. Bu kısa listede görülen, tüm büyük kültür dillerinde “bilim” yerine kullanılan kelimenin olumlu bir anlamı olduğu ve bilmeyi simgelediğidir.
Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?Doğru
Doğru değil
-
Soru 14 - 15
14. Soru
10 PuanIlık nemli bir hava yalayıp geçti yüzünü. Her bir yan ot, çiçek, saz kokuyordu. Patlamış bir
yeşil doldurmuştu dünyayı. Kuşlar cıvıl cıvı ötüşüyordu sazlıkta. Memed yerinden kalktı,
sırtını ağaca döndü. Anavarza kayalıklarında cam parçası gibi bir şeyin parlayıp söndüğünü gördü. Arkasında da bir cayırtı başladı. Cayırtı kesilmeyip kayalıklarda yankılanarak bir cehennem gürültüsünde sürüyordu.
Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır?Doğru
Doğru değil
-
Soru 15 - 15
15. Soru
10 PuanMüslüm’ü görünce yere yatıp bir yaylım ateşine başladılar. Kurnaz çocuk oraya yattı, hiç kıpırdamadı. Onların yaylım ateşine hiç karşılık vermeyen Müslüm bir taş mezarın içinde yatarken, oğlakla savaşanlar önünden geçerek aşağıya indiler. Ovada bir jandarma bölüğü daha geldi kayalıkların dibine. Müslüm kayalıklardan aşağı inerken havada kanat kanada uçan çok kartal gördü. Kurşun seslerinden dolayı yerlerinde duramamışlar, uçup gökyüzünü kaplamışlardı.
Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından hangilerine başvurulmuştur?Doğru
Doğru değil
Başarı Listesi: Anlatım Biçimleri
Posizyon | İsim | Buradan girildi | Puan | Sonuç |
---|---|---|---|---|
Tablo yükleniyor | ||||
Hiçbir uygun veri yok | ||||
Sevgili öğrenciler, sizler için hazırladığımız anlatım biçimleri test soruları sayesinde bilgilerinizi ölçebilirsiniz. Testin sonunda puanınızı ve başarı durumunuzu görüntüleyebilirsiniz. Daha fazla Türkçe online testi için bağlantıya tıklayınız.
İlk yorum yapan olun